HUKUKİ EL ATMA SEBEBİ İLE TAZMİNAT DAVASI
Hukuki el atma davasının konusu açısından, Sahibi bulunulan taşınmazın, kesinleşmiş 1/1000 lik imar planında, okul, dini tesisi, sağlık, park vb… alana ayrılmış olması, taşınmaza fiilen el atılmadığı, fakat uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle idarenin eyleminin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olduğu, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibinin dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği kabul edilmektedir.
Görevli mahkeme açısından ,Taşınmazın aynına ilişkin olduğundan davaya bakmakta Adli Yargının görevlidir. (Y.5.HD E. 2024/4362 K. 2024/7770 T. 27.6.2024)
Husumetin belirlenmesi açısından, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine 7181 Sayılı Kanunun 9. maddesiyle eklenen fıkrası ”Belediye veya Valiliğin parselasyon planlarını, imar planlarının kesinleşme tarihinden itibaren beş yıl içinde yapması ve onaylanması esastır. Parselasyon planı yapmamaları sebebiyle doğacak her türlü kamulaştırma iş ve işlemlerinden belediyeler veya valilikler sorumludur.” şeklinde olup eldeki davada son düzenleme ve Yargıtay uygulamasına göre davalı bakanlığa ve dava dışı … Belediye Başkanlığına ayrı ayrı yazılar yazılarak taşınmazın planda eğitim alanına alınmasına ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığının talebi olup olmadığı araştırılmış, … Belediye Başkanlığının 09.06.2023 tarihli cevabi yazısından İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 29.03.2014 tarihli, planda değişiklik yapılmasına dair yazılı taleplerinin olduğu anlaşılmakla husumete yönelik itirazın yerinde olmadığı, (Y.5.HD E. 2024/4362 K. 2024/7770 T. 27.6.2024)
Dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planında ” eğitim tesisi gelişme alanı ” içinde yer aldığı, taşınmaza fiilen el atılmadığı, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, …3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine 7181 Sayılı Kanunun 9. maddesiyle eklenen fıkrası ”Belediye veya Valiliğin parselasyon planlarını, imar planlarının kesinleşme tarihinden itibaren beş yıl içinde yapması ve onaylanması esastır. Parselasyon planı yapmamaları sebebiyle doğacak her türlü kamulaştırma iş ve işlemlerinden belediyeler veya valilikler sorumludur.” şeklinde olup eldeki davada son düzenleme ve Yargıtay uygulamasına göre davalı bakanlığa ve dava dışı … Belediye Başkanlığına ayrı ayrı yazılar yazılarak taşınmazın planda eğitim alanına alınmasına ilişkin olarak Milli Eğitim Bakanlığının talebi olup olmadığı araştırılmış, … Belediye Başkanlığının 09.06.2023 tarihli cevabi yazısından İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 29.03.2014 tarihli, planda değişiklik yapılmasına dair yazılı taleplerinin olduğu anlaşılmakla husumete yönelik itirazın yerinde olmadığı, (Y 5. HD E. 2024/4362 K. 2024/7770 T. 27.6.2024)
Dini tesisler yönünden husumet, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları karar başlığını taşıyan 7. maddesinin ilçe ve ilk kademe belediyelerin görev ve yetkilerine ilişkin bölümün (d) bendine 12.11.2012 tarih ve 6360 Sayılı Kanun ile eklenen düzenleme uyarınca “mabedlerin” yapım, bakım ve onarım görevi ilçe belediyelerine ait olduğundan, dava konusu taşınmaz üzerindeki cami ve eklentilerinin belediye tarafından yapılmamış olsa bile husumetten ilçe belediyesinin sorumlu olduğu. (Y 5. HD. E. 2023/11299 K. 2024/5582 T. 8.5.2024)
Vekalet ücreti yönünden, Hukuken el atılan dava konusu taşınmazda hükmedilen tazminat bedeli yönünden 26.11.2022 tarihli ve 32025 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7421 Sayılı Kanun’un 5. maddesiyle 2942 Sayılı Kanun’a eklenen ek madde 4’ün son fıkrasındaki; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” fıkrası uyarınca ve Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmiş ise de vekalet ücreti yönünden açık temyiz bulunmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.(Y 5. HD E. 2024/937 K. 2024/7998 T. 2.7.2024)
Yargılama devam ederken taşınmaz 3.kişilere satılması durumunda, 6100 SK 125. Maddesinin İkinci Fıkrasına Göre Davanın Açılmasından Sonra Dava Konusunun Davacı Tarafından Devredilecek Olması Halinde Devralmış Olan Kişinin Görülmekte Olan Davada Davacı Yerine Geçeceği ve Davanın Kaldığı Yerden İtibaren Devam Edeceği/Mahkemece Yasa Hükmü Uyarınca İşlem Yapılıp Sonucuna Göre Karar Verilir. (Y 5. HD. E. 2024/1077 K. 2024/7209 T. 11.6.2024)
Av. İltan Ekmekçioğlu