SAĞLIK MESLEĞİ MENSUBUNUN GERÇEGE AYKIRI BELGE DÜZENLEME SUÇU TCK (210/2)

Madde 210/2- Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.

Madde Gerekçesi 

Maddenin ikinci fıkrasında, kamu görevlisi sıfatıyla çalışmasalar bile, tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu kişilerin, görevlerinin gereği olarak gerçeğe aykırı belge düzenlemesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Ancak, düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunacaktır. Böylece, belirtilen kişilerin görevlerinin ifası bağlamında düzenledikleri belgelerin önemi vurgulanmış ve bunlara duyulan güvenin özellikle korunması amaçlanmıştır.

  1. Genel Açıklamalar

TCK m. 210/2, özü itibarıyla “Hakikate aykırı belge tanzim eden hekim, diş hekimi, eczacı, ebe, hemşire yahut başka bir sağlık mesleği mensubu hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası uygulanır. Düzenlenen belgenin, ilgiliye haksız menfaat temin etmesi veya kamuya ya da kişilere zarar doğuracak nitelikte bulunması hâlinde ise fiil, resmî belgede sahtecilik hükümleri uyarınca yaptırıma tâbidir.” hükmünü ihtiva eder. Kanun koyucu, sağlık hizmeti sunanların hazırladıkları evrakın hukukî sonuç yaratma kudretine özel önem atfetmiş; zarara yol açmayan yahut haksız kazanç sağlamayan ihtimalde görece hafif bir ceza öngörmüş, buna karşılık haksız yarar yahut zarar doğuran hâllerde resmî belgede sahtecilik çerçevesindeki ağır yaptırımlara yönelmiştir. Böylelikle sağlık meslek mensuplarının görev icabı tanzim ettikleri belgelerin güvenirliliği özellikle korunmak istenmiştir.

  1. Korunan Hukukî Değer

Kanun, tıp camiasının düzenlediği evraklara duyulan toplumsal güveni, yani kamu güvenini korumayı hedeflemektedir. Burada söz konusu belgeler, sağlık personelinin kamu görevlisi statüsünde olmaması hâlinde dahi toplumsal hayat için kritik önem taşır. Nitekim m. 210/2, özel belgede fikrî sahteciliği cezalandırarak 207. maddede yer alan genel özel belge sahteciliği normundan ayrılır. 207. maddede sadece maddî sahtecilik yaptırımı varken, içerik itibarıyla gerçeğe aykırı belge düzenleme (fikrî sahtecilik) suç teşkil etmez. Kanun koyucu, bu boşluğu görerek sağlık mesleği mensuplarına özgü bir düzenleme yapmış ve içerik sahteciliğini müstakil suç hâline getirmiştir.

Sağlık personelinin kamu görevlisi olmadığı durumlarda hazırladıkları evrak hukuken “özel belge” niteliğini haizdir. 210/2’deki düzenleme, bu belge kategorisini değiştirmez; ancak fikrî nitelikteki sahteciliği de kapsadığından, genel düzenleme karşısında özel hüküm teşkil eder. Dolayısıyla 207. madde ile 210/2 arasında özel–genel norm ilişkisi söz konusudur. İkinci cümlenin getirdiği nitelikli hâl, ilk cümlede düzenlenen temel fiilin unsur ilişkisi bakımından ağırlaştırılmış şeklidir; bu ağırlaştırma, suça konu belgenin mahiyetini resmî belgeye dönüştürmez, yalnızca yaptırım bakımından resmî belge sahteciliği hükümlerine atıf yapılmasına yol açar.

  1. Suçun Unsurları

A- Fail

Bu suçun faili, yalnızca tıp ve sağlık alanında mesleki ehliyetle faaliyet gösteren kişilerdir. Kanun, tabip, diş hekimi, eczacı, ebe ve hemşire gibi unvanları örnek mahiyetinde zikrederek, aynı nitelikteki diğer meslek mensuplarını da kapsama dâhil etmiştir. Düzenleme, kamu görevlisi sıfatıyla hareket etmeyen sağlık profesyonelleri yönünden düzenlenmiş özgü bir suç tipidir. Bu sebeple, sağlık mesleği mensubu olmayan bir kimsenin sahte özel hekim raporu düzenlemesi, m. 210/2 uyarınca değil, TCK m. 207’deki özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır.

Failin “sağlık hizmeti personeli” değil, “sağlık mesleği mensubu” olması şarttır. Hangi kişilerin bu statüye girdiği, 1219 sayılı Tababet ve Şuabat Sanatlarının Tarz-ı İcrasına Dair Kanun ve ilgili alt mevzuat hükümleri ışığında tayin edilir. Sağlık memurları ile laborant, anestezi, radyoloji veya diş teknisyeni gibi mesleki teknik personel de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Kanaatimizce kanun koyucu, sadece insan sağlığına ilişkin meslekleri değil, veteriner hekim ve hayvan sağlığı teknisyenleri gibi hayvan sağlığı profesyonellerini de göz önünde bulundurmuştur.

Madde, yalnızca kamu görevlisi olmayan veya kamu görevlisi olsa dahi resmî sıfatla hareket etmeyip özel klinik yahut muayenehanede belge düzenleyen sağlık profesyonellerinin fiillerini hedef alır. Bu nedenle, metinde geçen “sağlık mesleği mensubu” tabiri, kamuda değil özel alanda faaliyette bulunan kişileri işaret etmektedir. Kamu hizmeti icrasında sahte belge düzenleyen bir tabip veya hemşire ise doğrudan resmî belgede sahtecilik (m. 204/2) kapsamında sorumlu tutulur.

Son olarak, hekimin hataya düşürülmesi suretiyle gerçeğe aykırı rapor tanzim edildiği takdirde, hekime sahte bilgiyi sağlayan kişi “dolaylı fail” sıfatıyla cezai sorumluluk üstlenir.

B- Maddi Unsur olan Belge

Belge kavramı bakımından, TCK m. 204 altında yapılan tanım burada da geçerlidir. Buna göre bir metnin “belge” sayılabilmesi için (i) yazılı bir formda bulunması, (ii) hukuk düzeninde sonuç doğurabilecek bir içeriğe sahip olması ve (iii) kimin tarafından düzenlendiğinin tereddütsüz anlaşılabilmesi gerekir.

Kamu görevlisi statüsünde bulunmayan veya kamu görevlisi olsa bile görevi dışındaki faaliyetleri sırasında belge düzenleyen sağlık mesleği mensuplarının evrakı, madde kapsamındaki belgeleri oluşturur. Bu evrak hukuken “özel belge” niteliğini taşır; ancak fiilin haksız menfaat temini veya kamu/kişiler aleyhine zarar doğurma koşullarını barındırması hâlinde, söz konusu özel belge “resmî belge hükmünde” kabul edilerek resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre yaptırıma tabi tutulur.

Sağlık mesleği mensuplarının mesleklerini ifa ederken tanzim ettikleri doğum raporları, sağlık kurulu raporları, hastalık‒istirahat raporları, gebelik raporları, sürücü olur raporları, ölüm raporları, tıbbi malzeme teminine ilişkin durum belgeleri, laboratuvar tahlil sonuçları ve radyolojik inceleme raporları gibi evrak, doğrudan madde kapsamına girer. Bununla sınırlı kalınmaz; muayene notları, tahlil istem formları, hemşire gözlem kağıtları, reçeteler ve benzeri tüm yazılı eserler—hukuki sonuç doğurmak kaydıyla—suçun maddi konusunu teşkil edebilir.

Şu husus ayrıca vurgulanmalıdır: 1219 sayılı Kanun’un 13. maddesi, bir kimsenin beden veya ruh sağlığı hakkında rapor verme yetkisini kural olarak yalnızca hekimlere tanır. İlgili Yönetmelik ise zorunlu hâllerde sağlık memuru, hemşire ve ebelerin de rapor düzenleyebilmesine imkân tanır; ancak bu imkân yalnızca kamu görevlisi statüsündeki personel için getirilmiştir.

Belgenin madde kapsamına girebilmesi için mesleğin icrası ile belge arasında doğrudan illiyet bağı aranır. Örneğin bir doktorun özel muayenehanesinde malik ile imzaladığı kira sözleşmesi, hekimlik mesleğinin doğal uzantısı olmadığından TCK m. 210/2 değil, m. 207’de öngörülen özel belgede sahtecilik suçunun konusu olur.

Ayrıca meslek sıfatı tek başına yeterli değildir; failin, düzenlediği evrakı ilgili mevzuat çerçevesinde düzenlemeye yetkili olması gerekir. Dolayısıyla, bir özel hastane laboratuvar uzmanının röntgen teknisyeni yerine geçerek akciğer grafisi hakkında rapor kaleme alması, bu madde anlamında suç oluşturmaz; fiil, genel hüküm niteliğindeki TCK m. 207 çerçevesinde değerlendirilir. Böylelikle yasa koyucu, yalnızca meslek yetkisi içinde ve mesleğin gerekleriyle bağlantılı sahte evrak düzenlenmesini cezalandırmayı hedeflemiştir.

C- Fiil

1-Sahteciliğin Fikrî Karakteri

Özel muayene veya benzeri bir ortamda çalışan sağlık mesleği mensubunun işlediği sahtecilik, mesleki faaliyet kapsamında bir özel belgeyi gerçeğe aykırı içerikle düzenleme suretiyle ortaya çıkar. Öncelikle, bu eylemin hangi sahtecilik türüne denk düştüğünü tahlil etmek gerekir. TCK m. 204’te üç farklı sahtecilik biçimi tanımlanmıştır:

  • Belgeyi bütünüyle sahte olarak imal etme – yani görünürde belgeyi düzenleyen kişiden başka biri tarafından, var olan gerçek belgenin taklit edilmesi veya benzetilmesi.
  • Mevcut gerçek belgenin maddi varlığını değiştirme – örneğin tarih, isim, miktar gibi unsurları tahrif etmek.
  • Yetkili kişi tarafından seklen doğru, fakat içerik itibarıyla gerçeğe aykırı belge düzenleme – belgenin şeklen gerçek olduğu, ancak hukuki değer taşıyan bilgisinin doğru olmadığı durumlar.

İlk iki eylem maddi (fiziksel) sahtecilik, üçüncüsü ise fikrî sahtecilik olarak adlandırılır.

2- TCK m. 210/2’nin Odak Noktası

TCK m. 210/2’nin düzenlediği fiil, yukarıdaki üçüncü gruba yani gerçeğe aykırı içerik taşıyan belge tanzim etme fiiline yöneliktir. Kanun metninde “gerçeğe aykırı belge düzenleyen” ibaresinin bilinçli şekilde seçilmesi, maddenin esasen fikrî sahteciliği hedef aldığını teyit eder. Böylelikle, maddi sahtecilik teşkil eden eylemler (taklit ya da tahrifat) m. 210/2 kapsamı dışında bırakılmış, bu tür fiiller için genel hükümler (m. 207 veya m. 204) uygulanmaya devam etmiştir.

Uygulamaya İlişkin Örnekler
  • Gerçeğe aykırı rapor düzenlenmesi (fikrî sahtecilik): Özel klinikte görev yapan bir hekimin, hiç muayene etmediği kişiye “hastalığı nedeniyle on gün istirahat” raporu vermesi, m. 210/2’de tanımlanan suça vücut verir. Bu rapor hastaya haksız kazanç veya kamuya zarar sağlamıyorsa, maddenin ilk cümlesindeki hafif yaptırım uygulanır; menfaat veya zarar unsurunun varlığı hâlinde ise fiil, resmî belgede sahtecilik düzeyine yükselir ve TCK m. 204/1 hükümleri tatbik olunur.
  • Maddi sahtecilik niteliğindeki eylemler:
    • Aynı hekim, geçmişte verdiği bir raporun tarihini geri götürerek belgeyi tahrif ederse;
    • Veya klinik personelinden bir sağlık memuru, hekimin imzasını taklit ederek rapor düzenlerse;
      bu fiiller artık “gerçek belgenin değiştirilmesi” ya da “belgeyi sahte imal etme” niteliği taşıdığı için m. 210/2 değil, özel belgede sahtecilik hükmü olan TCK m. 207/1 yahut resmî belgede sahtecilik hükümleri çerçevesinde cezalandırılır.
Hareket Öğesi

Sağlık mesleği mensubunun yetki alanına giren bir evrakı gerçeğe aykırı içerikle kaleme alması suçun maddi fiilini oluşturur; bu fiil, daha önce açıklandığı üzere fikrî sahtecilik mahiyetindedir. Belgeye gerçek dışı beyan eklenmesiyle suç derhâl tamamlanır; evrakın hastaya, kuruma yahut başka bir makama tevdi edilmesi veya fiilen kullanılması aranmamıştır. Öğretide, belgenin devir-teslim ya da ibraz şartı içermeksizin suçun gerçekleşmiş sayılmasının, “tamamlanma anı” bakımından eleştiriye konu edildiği bilinmektedir.

Gerçeğe aykırı düzenleme, pek çok görünüm şekline bürünebilir:

  • Sağlıklı bir kimseye, istirahat gerektiren ciddi bir hastalığı varmış gibi rapor verilmesi,
  • Muayene dahi edilmemiş kişiye “sağlamdır” içerikli sağlık raporu tanzimi,
  • Gerçekte mevcut olmayan bir rahatsızlıkla bağlantılı tetkik, yatış veya malzeme talebini içeren formların düzenlenmesi,
    gibi örneklerde fiil vücut bulur.

Hekimin raporunun gerçek dışı olması yönünden hastayı muayene etmiş bulunup bulunmaması önem taşımaz. Muayene sonucunda teşhis konulan kişiye “sağlıklıdır” raporu verilmesi ile hiç muayene yapılmadan “hastalığı vardır” raporu düzenlenmesi arasında suçun oluşumu bakımından fark yoktur; her iki durumda da belgenin ispata elverişli niteliği sahte içerikle kirlenmiştir. Doktrinde, kimi yazarlar, muayene yapılmamış olsa bile raporda yazılan bulgunun gerçeğe uygun olması hâlinde dahi sahtecilik suçunun varlığını kabul etmektedir.

Manevî Unsur

Bu suç kasten işlenebilir; taksirle gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Fail, belgenin gerçeğe aykırı olduğunu bilerek ve isteyerek hareket ettiğinde kast unsuru gerçekleşmiş sayılır. Kanun özel bir amaç aramamış, genel kastı yeterli görmüştür; menfaat sağlama veya zarar verme saiki aranmaz. Belge sahteciliği, m. 210/2’nin ikinci cümlesinde belirtilen haksız menfaat veya zarar sonuçlarını doğurursa, artık resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre daha ağır yaptırım uygulanacaktır.

İkinci fıkrada sayılan sonuçların, gerçeğe aykırı belge düzenleme fiilinin doğal ve doğrudan neticeleri olması gerekir. Maddede iki ayrı sonuç zikredilmiş olmakla birlikte, bunlardan herhangi birinin vuku bulması suçun nitelikli şeklini meydana getirmek için yeterlidir.

Gerçeğe Aykırı Belgenin Kişiye Haksız Yarar Temini

Gerçeğe aykırı belgenin düzenlenmesi sonucunda bir kimse, hukuken hak etmediği bir yarar elde ediyorsa, TCK m. 210/2’nin ikinci cümlesi devreye girer ve fiil, resmî belgede sahtecilik hükümleri uyarınca cezalandırılır. “Haksız yarar” kavramı yalnızca paraya veya ekonomik kazanca indirgenemez; kamu yükümlülüğünden kurtulmak yahut ayrıcalıklı bir statü kazanmak gibi, hukuk düzeninin tanımadığı geniş çaplı menfaatleri de kapsar.

Metinde “belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması” denildiğinden, menfaatin hem failin kendisine hem de üçüncü bir şahsa yönelmesi mümkündür. Öğretide, sağlık alanında güveni güçlendirme ve “para karşılığı rapor” uygulamalarını önleme amacı gözetildiği vurgulanarak, “kişi” kelimesinin bu çift anlamıyla okunması gerektiği savunulmaktadır. Bu bakış açısı benimsenirse, gerek hekimin kendisine gerekse raporu talep eden başka bir şahsa yarar sağlayan senaryolarda nitelikli sahtecilik hükümleri uygulanacaktır.

Bununla birlikte, kanaatimizce kanun koyucu menfaatin bizzat belgenin yanlış içeriğinden doğmasını hedeflemiştir; raporun para karşılığı verilmesi ise yalnızca fiilin saikini gösterir. Fail hangi motivasyonla hareket ederse etsin—ücret, hatır, çıkar, şantaj—önemli olan, gerçeğe aykırı metnin elde edilmeyecek bir yararı fiilen sağlamasıdır. Eğer belgenin kullanılması engellenmiş ve menfaat doğmamış ise, failin eylemi nitelikli hâle dönüşmez; suç, teşebbüs aşamasında kalır.

Kanun, “menfaat sağlayıcı nitelik” yerine doğrudan “menfaat sağlaması” sözcüklerini kullanmıştır. Bu nedenle suç, hukuka aykırı yarar fiilen elde edildiği anda tamamlanır. Genellikle yararın gerçekleşmesi, belgenin bir resmî makamda veya özel işlemde kullanılmasını zorunlu kılar; aksi hâlde netice gerçekleşmez.

 

Gerçeğe Aykırı Belgenin Kamuya veya Kişilere Zarar Doğurucu Nitelik Taşıması

Diğer nitelikli hâl, belgenin kamu veya üçüncü kişilerin zararına sonuç doğurmaya elverişli biçimde düzenlenmesidir. Burada gerçek bir zararın vuku bulması aranmaz; önemli olan, belgenin doğal akışı içinde böyle bir olumsuz neticeyi doğurabilecek mahiyette olmasıdır. Zararın gerçekleşmiş olması sadece ispatı kolaylaştırır, suçun oluşum anı belgenin bu potansiyeli taşıdığı anda gerçekleşir.

Ceza İndirimi

Yargıtay içtihadı bu hükmü geniş yorumlamaktadır. Örneğin, resmî görevli bir kişinin sınır dışındayken önceden anlaştığı doktor vasıtasıyla, kronik hastalığına ilişkin 20 günlük istirahat raporu alması olayında yüksek mahkeme, raporun gerçekte mevcut bir rahatsızlığın belgelendirilmesi amacını taşıdığını, dolayısıyla TCK 211’deki indirim şartlarının oluştuğunu kabul etmiştir. Mahkeme, raporu kullanan memur kadar, gerçeğe aykırı raporu düzenleyen hekimin de müşterek fail olduğunu vurgulamıştır:

Bu karar, mahkemenin sahtecilik fiilini her somut olayın özelliğiyle birlikte değerlendirdiğini; durumu belgeleyen içeriğin gerçekliği korunmuşsa, cezayı hafifletici hükümden yararlanılabileceğini göstermektedir.

Manevi Unsur

210’uncu maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli hâlin oluşabilmesi için, fail yalnızca gerçeğe aykırı belgeyi düzenlediğini bilmekle yetinmemeli, bu belgenin haksız yarar doğuracağını ya da kamuya/üçüncü kişilere zarar vereceğini de kavramalı ve iradesini bu sonuca yönlendirmiş olmalıdır. Kanun metninde özel bir saik (örneğin çıkar sağlama amacı) aranmadığından, genel kast yeterlidir; özel kast şartı bulunmaz. Fail, neticenin gerçekleştiğini veya gerçekleşme olasılığını öngörerek hareket ettiği anda manevi unsur tamamlanır.

 

210/2 Kapsamındaki Gerçeğe Aykırı Belgenin Kullanılması

TCK m. 210/2, yalnızca düzenleme fiilini suç olarak tanımlar; gerçeğe aykırı evrakın daha sonra ibraz edilmesi, sunulması veya başka suretle kullanılması maddî unsur kapsamında değildir. Belgeyi lehine düzenleten kişi, düzenleme kararını aldırdığı ölçüde azmettiren sıfatıyla sorumlu tutulabilir; fakat bizzat kullanma fiili, m. 210/2’de müstakil bir suç olarak öngörülmemiştir.

Bu durumda, gerçeğe aykırı belgeyi kullanma hareketinin başka bir ceza normuna uyup uymadığı araştırılmalıdır. Sistemin bütününe bakıldığında, TCK m. 207/2’deki “sahte özel belgeyi kullanma” suçu, hem maddî sahtecilik yoluyla ortaya çıkan belgeleri hem de fikrî sahtecilik sonucu düzenlenen belgeleri kapsayacak genişlikte kaleme alınmıştır. Çünkü m. 204 ve m. 207’de “sahte belge” ibaresi, hem taklit/tahrif edilen hem de gerçeğe aykırı içerikle oluşturulan tüm belgeleri içine alacak şekilde kullanılmıştır. Dolayısıyla, sağlık mesleği mensubunun düzenlediği gerçeğe aykırı raporu sonradan kullanan kimse, m. 207/2 uyarınca cezalandırılmalıdır.

 

TCK 210/2 Kapsamındaki Belgenin “Sahte” Olarak Tanzim etmesi ve Kullanılması

210/2 hükmü, yalnızca fikrî sahtecilik niteliğindeki “gerçeğe aykırı belge düzenleme” fiilini; dolayısıyla belge düzenlemeye yetkili sağlık mesleği mensuplarının eylemlerini yaptırıma bağlamaktadır. Başka bir anlatımla, failin sahte evrakın konusunu oluşturan belgeyi düzenleme yetkisine sahip olması zorunludur. Bu çerçevede, yetkisiz bir sağlık personelinin yahut sağlık mesleğiyle hiçbir ilgisi bulunmayan bir kimsenin sağlık hizmeti alanında maddi (taklit/tahrif) sahtecilik yoluyla belge üretmesi, 210/2’de yer almaz. Böyle durumlarda, eylemin suç teşkil edip etmediği ayrıca incelenmelidir; konu hem düzenleme hem de kullanma boyutlarıyla ele alınmalıdır.

  1. Belgeyi Düzenleme Fiili

Yetkili bir hekim tarafından hazırlanması gereken bir raporun, o unvana sahip olmayan kişi tarafından sahte olarak tanzim edilmesi özel belgeyi sahte düzenleme niteliğindedir ve TCK 207/1 kapsamında değerlendirilir. Ancak 207/1’de suçun oluşması için, sahte evrakın düzenleyeni tarafından kullanılması şartı da aranmaktadır; yalnızca üretmek yeterli değildir.

  1. Belgenin Kullanılması

Yetkisiz kişi tarafından sahte olarak oluşturulan belgenin, kendisi dışında biri tarafından ibraz edilmesi hâlinde, bu ikinci kişi “sahte özel belgeyi bilerek kullanma” fiilinden sorumludur ve TCK 207/2 devreye girer. Çünkü 210/2 sadece düzenleme fiilini kapsar; kullanma eylemine ne yer verir ne de başka bir maddeye göndermede bulunur. Ayrıca 210/2, evrakı “resmî belge” statüsüne dönüştürmediğinden, 204. madde (resmî belgede sahtecilik) de uygulanamaz. Sonuç olarak, yetkisiz kişi tarafından sahte olarak düzenlenen sağlık belgelerinin kullanımında TCK 207/2 hükümleri işletilmelidir.

Suçun Farklı Görünüm Biçimleri

A- Teşebbüs

210/2’nin ilk cümlesinde düzenlenen suç, sağlık mesleği mensubunun gerçeğe aykırı belgeyi imzaladığı anda tamamlanır; belge vasfı oluşmadıkça icra hareketine başlanmış sayılamaz. Dolayısıyla, temel fiil açısından teşebbüs teorik olarak mümkün değildir.

Nitelikli hâl (ikinci cümle) bakımından ise:

Suç haksız menfaat sağlamak suretiyle işleniyor ve menfaat henüz elde edilememişse, fiil teşebbüs aşamasında kalır.

Belgenin kamu veya üçüncü kişiler aleyhine zarar doğurucu nitelik taşıması hâlinde, belgenin düzenlendiği an bu potansiyel mevcutsa suç tamamlanmış kabul edilir; burada da teşebbüse yer yoktur.

B- İştirak

Genel iştirak hükümleri (TCK m. 37‒40) uygulanır. Suç özgü suç niteliği taşıdığından, fail yalnızca sağlık mesleği mensubu olabilir; ancak azmettiren veya yardım eden rolleri herkes tarafından üstlenilebilir. Örneğin özel hastanenin idari personeli, hekime sahte rapor düzenlemesi için baskı yaparsa azmettiren, raporun hazırlanması sürecinde veri sağlayan laborant ise yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulur. Kurul raporlarında, sahteciliği bilen tüm üyeler müşterek fail kabul edilir.

C- İçtima

Her bir sahte rapor ya da belge bağımsız bir suç oluşturur. Birden fazla evrak düzenlenmişse, evrak sayısı kadar fiil vardır; zincirleme suç koşulları (TCK m. 43) oluştuğu takdirde tek ceza, artırımlı olarak verilir. Sahte belge, örneğin dolandırıcılıkta kullanılmışsa, TCK m. 212 gereği hem sahtecilik hem de dolandırıcılıktan ayrı ayrı sorumluluk doğar.

D- Kovuşturma ve Görevli Mahkeme

Bu suçlar şikâyete tabi değildir; Cumhuriyet savcısı re’sen soruşturma başlatır.

  • Temel hâl (ilk cümle) bakımından Asliye ceza mahkemesi,
  • Nitelikli hâl (haksız menfaat/zarar; dolayısıyla TCK 204/1’e atıf) bakımından asliye ceza mahkemesi görevlidir.  Fakat resmi belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi durumunda Ağır Ceza Mahkemesi görevli olacaktır. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir

YARGITAY KARARLARI 

 

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ E. 2017/16572 K. 2018/7615 T. 3.10.2018 • RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK ( Başka Doktorlara Ait Kaşeler İle Düzenlenerek Onaylanan Reçeteler Olduğu ve Ödendiğinin Tespit Edildiği – Suça Konu Reçetelerin Özel Sağlık Hizmeti Sunan Tıp Merkezi veya Polikliniklerde Düzenlendiği/Eylemlerinin 210/2. Md. Delaletiyle T.C.K.’nin 204/1. Md. Düzenlenen Resmi Belgede Sahtecilik Suçunu Oluşturduğu ) • BAŞKA DOKTORLARA AİT KAŞELER İLE DÜZENLENEREK ONAYLANAN REÇETELER ( Eylemlerinin 210/2. Md. Delaletiyle T.C.K.’nin 204/1. Md. Düzenlenen Resmi Belgede Sahtecilik ve Aynı Kanun’un 158/1-E Md. Düzenlenen Nitelikli Dolandırıcılık Suçları Kapsamında Kaldığı ) • NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK ( Başka Doktorlara Ait Kaşeler İle Düzenlenerek Onaylanan Reçeteler Olduğu ve Ödendiğinin Tespit Edildiği – Eylemlerinin 210/2. Md. Delaletiyle T.C.K.’Nin 204/1. Md. Düzenlenen Resmi Belgede Sahtecilik ve Aynı Kanun’un 158/1-E Md. Düzenlenen Nitelikli Dolandırıcılık Suçları Kapsamında Kaldığının Gözetileceği )

YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ E. 2015/9054 K. 2017/772 T. 16.2.2017 • RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU ( Sürücü Kursu Kurucusu Olan Sanık ve Kurs Müdürü Sanığın Diğer Sanıklarla İle Birlikte Hareket Ettiği – Sanıkların Eylemlerinin 5237 S. TCK’nun 204/1. Md. Hükmüne Uyduğu ve Bu Madde Uyarınca Cezalandırılmaları Gerektiği ) • SAHTE SAĞLIK RAPORU DÜZENLENMESİ ( Sanığın Hafta Sonları Sürücü Kursuna Gelerek Kursiyerleri Muayene Ettiği ve Muayene Sonrası Gerekli Notlarını Alarak Rapor Tanzim Etmesi İçin Evrakları Doktor Olan Sanığa Götürdüğü/Anılan Sanığın Hiçbir Sürücü Adayını Muayene Etmeden Rapor Düzenlediği – Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Oluştuğu ) • KAMU ZARARI ( Suça Konu Raporların İçerik İtibariyle Sahte Olduğu ve Özel Poliklinikte Düzenlenen Reçete Tahlil ve Benzeri Belgelerden Olduğu ve Düzenlenen Bu Belgelerin Kullanılarak Kişi veya Kişilere Haksız Bir Menfaat Sağlanması ve Kamu Zararını Doğurucu Nitelik Taşıdığı – Resmi Belgede Sahtecilik ) • SUÇ VASFININ TAYİNİ ( Düzenlenen Belgelerin Kullanılarak Kişi veya Kişilere Haksız Bir Menfaat Sağlanması ve Kamu Zararını Doğurucu Nitelik Taşıması Karşısında Sanıkların Eylemlerinin 5237 S. TCK’nun 204/1. Md. Hükmüne Uyduğu ve Bu Madde Uyarınca Cezalandırılmaları Gerektiği – Resmi Belgede Sahtecilik Suçu )

YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ E. 2016/1400K. 2016/3217 T. 5.4.2016 • RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK VE KAMU KURULUŞLARI ZARARINA DOLANDIRICILIK (Sanıkların Usulsüz Olarak Sağlık Güvencesi Olan Müştekilerin Kimlik Bilgilerini Kullanarak Onların Bilgi ve Rızaları Dışında Adlarına Hiç Almadıkları Ya da Sadece Cam Aldıkları Halde Gözlük Camı ve Çerçevesi Almış Gibi Gerçeğe Aykırı Belgeler Düzenlemek/Düzenletmek Şeklindeki Eylemlerinin TCK.204/1. Maddesindeki Suçu Oluşturduğu – 204/2’nin Uygulanması Suretiyle Fazla Cezaya Hükmolunmasının Hatalı Olduğu) • SAHTE REÇETE DÜZENLEME (Sanıkların Usulsüz Olarak Sağlık Güvencesi Olan Müştekilerin Kimlik Bilgilerini Kullanarak Onların Bilgi ve Rızaları Dışında Adlarına Hiç Almadıkları Ya da Sadece Cam Aldıkları Halde Gözlük Camı ve Çerçevesi Almış Gibi Gerçeğe Aykırı Belgeler Düzenlemek/Düzenletmek Şeklindeki Eylemlerinin TCK.204/1. Maddesindeki Suçu Oluşturduğu/TCK. Md. 204/2’nin Uygulanması Suretiyle Fazla Cezaya Hükmolunmasının Hatalı Olacağı) • SAHTE REÇETE İLE USULÜNE UYGUN İMZALANMIŞ REÇETELER ARASINDA KARŞILAŞTIRMA YAPILMASI GEREĞİ (Bir Kısım Suça Konu Reçeteler İle Bir Kısım Poliklinik Hasta Çıkış Özetlerine Ait Belgelerden Doktor İmzası Dışındaki Bölümlerde Sanığın On Adet Diğer Sanığın İse Beş Adetinin Elleri Ürünü Olduğunun Belirlenmesi Karşısında Gerçeğin Kuşkuya Yer Vermeyecek Şekilde Ortaya Çıkarılması Bakımından Doktor Olan Sanığın Daha Önce Usulüne Uygun Şekilde İmzalamış Olduğu Reçete Örnekleri Getirtilip Sahte Reçetelerdeki İmzalar İle Karşılaştırma Yapılması Gerektiği)

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ E. 2019/4886 K. 2021/5460 T. 17.6.2021

TCK’nin 210/2. fıkrası delaletiyle 204/1. maddede düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçu ile sanık … … yüklenen suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme suçlarının, suç tarihleri itibarıyla Kanun’da öngörülen cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 Sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suçların işlendiği 22.06.2006 ve 30.06.2006 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 Sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 17.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ E. 2018/3449 K. 2020/4612 T. 17.9.2020 “  5237 Sayılı TCK’nin 210/2. maddesinde yer alan “Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.” şeklindeki düzenleme ile; kamu görevlisi olmayan sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gereği olarak düzenledikleri belgelerin gerçeğe aykırı olması haline özgü sahtecilik suçu düzenlenmiştir. Buna göre fıkranın ilk cümlesi uyarınca gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi halinde, yaptırımı bu cümlede belirtilen sahtecilik suçuna; bu belge ile menfaat veya zarar koşulunun gerçekleşmesi halinde ise resmi belgede sahtecilik suçuna göre cezaya hükmolunacaktır. Anılan fıkrada belirtilen suçun faili, sağlık mesleği mensubu olup 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuatta belirtilen kişilerdir. Sağlık mesleği mensuplarınca bu madde kapsamında düzenlenen sahte belgeler nedeniyle oluşan resmi belgede sahtecilik suçuna iştirak eden diğer sanıkların eylemleri iştirak hükümleri kapsamında değerlendirilecektir.

Bu açıklamalar ışığında; sanığın sahibi olduğu Özel Universal Hospitals isimli hastanede tedavileri yapılan sigortalıların, …’na tanımlı olmayan uzman doktor … tarafından tedavilerinin yapılmış olmasına rağmen, sigortalılara ait faturaya …’na tanımlı olan uzman doktor … üzerinden işlem yapıldığı, şüpheliye ait hastanece düzenlenen faturalara dayanak belgelerin (epikriz, öngörü , tıbbi müdahale raporları, reçete vb. gibi), gerçeğe aykırı düzenlendiği ve bu belgelerle bunlara dayanak faturaların sanığın sahibi olduğu hastanece Kuruma fatura edildiği somut olayda, iddianamede adı geçen sigortalılar hakkında yapılan bu işlemler için Sosyal Güvenlik Kurumunca hastaneye herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususları araştırılıp, sanığın eyleminin kamu görevlisi olmayan sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gereği olarak gerçeğe aykırı düzenleyip, kamunun veya kişilerin zararına veya menfaatine bir sonuç doğurucu nitelik taşıyıp taşımadığı belirlenerek sonucuna göre 5237 Sayılı TCK’nin 210/2. maddesindeki belgede sahtecilik suçu ve bu suça iştirak kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi yerine, suç vasfında yanılgı ile eksik araştırma ve incelemeyle özel belgede sahtecilik suçundan beraat hükmü kurulması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

AV. İLTAN EKMEKÇİOĞLU

Menü