NETİCE SEBEBİYLE AĞİRLASMİŞ SUÇ (TCK 23)
Madde 23- (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.
I. NETİCE SEBEBİYLE AĞIRLAŞAN SUÇ KAVRAMI
Ceza hukukunun sorumluluk sistematiği içerisinde, failin öngörmediği fakat fiili ile illiyet bağı içerisinde bulunan ağır neticelere ilişkin sorumluluğu, Türk Ceza Kanunu’nun 23. maddesiyle yeniden yapılandırılmıştır. 765 sayılı mülga TCK döneminde, kastı aşan neticelerde failin objektif esaslara göre sorumlu tutulması, kusur ilkesine aykırılık teşkil ediyordu. Bu sebeple, 5237 sayılı TCK ile birlikte, failin kastının dışında gerçekleşen ağır neticelerden dolayı sorumluluğu için en az taksir derecesinde kusur aranması esas alınmıştır.
Yasa koyucu, failin asli fiili ile daha ağır bir neticenin doğabileceğini öngörmesine rağmen hareketine devam etmesini kusurluluk göstergesi olarak kabul etmiştir. Dolayısıyla, ağır netice yönünden failin en azından taksirle kusurlu olması şart koşulmuş; aksi durumda, yalnızca temel suç yönünden cezalandırılması öngörülmüştür. Bu çerçevede, kastla işlenen temel bir suçun sonucunda meydana gelen ağır neticeler bakımından failin sorumluluğu, hem fiilin hem de sonucun hukuk düzenince öngörülüp suç olarak düzenlenmiş olmasına bağlıdır.
Özellikle TCK 97/2 gibi maddeler kapsamında, tehlike suçları sonucunda doğrudan neticesi gerçekleşmemiş olsa bile ağır neticeler meydana geldiğinde de bu hükümler uygulanabilir. Gerçek netice sebebiyle ağırlaşan suçlar ile görünüşte ağırlaşan suçlar arasında yapılan ayrım, doktrinde suçun niteliği açısından önem arz eder. Gerçek netice sebebiyle ağırlaşan suçlarda failin kastından bağımsız ağır netice cezalandırmaya esas teşkil ederken, görünüşte olanlarda ise ek neticenin niteliği ve failin kusur durumu birlikte değerlendirilir.
TCK’nın 23. maddesi tek başına uygulanabilir nitelikte değildir; ilgili özel hükümle birlikte değerlendirilmelidir. Bu sebeple, failin sorumlu tutulabilmesi, hem genel hükümdeki koşulların hem de özel normun birlikte sağlanmasına bağlıdır.
II. MADDENİN UYGULAMA KOŞULLARI
TCK 23. madde uyarınca netice sebebiyle ağırlaşan suçun oluşabilmesi için bir dizi şartın birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
- Failin temel suça yönelik kastının bulunması gerekir. İlk hareket taksirle yapılmışsa, bu madde uygulanmaz.
- Meydana gelen ağır neticenin mağduru, temel fiilin mağduru ile aynı olmalıdır. Hedef sapması ya da şahısta yanılma hallerinde farklı hükümler (örneğin TCK 30 ) uygulanır.
- Temel fiil ile ağır netice arasında uygun illiyet bağı olmalıdır. Araya giren yeni bir sebep illiyet bağını kesiyorsa, ağır neticeden sorumluluk doğmaz.
- Ağır netice bakımından failin en az taksir derecesinde kusurlu olması gerekir. Bu ise neticenin öngörülebilir olmasıyla mümkündür.
- Ağır neticenin suç olarak ayrıca düzenlenmiş olması gerekir.
Özellikle TCK 87 ’de düzenlenen yaralama suçları bağlamında bu prensipler oldukça açıktır. Temel fiilin 86. maddenin 1. veya 3. fıkraları kapsamında olması şartıyla, daha ağır neticeler doğduğunda 87. maddeye göre fail cezalandırılır. Ancak, 86/2 kapsamındaki basit yaralama neticesinde ağır sonuç doğarsa, bu durumda failin sorumluluğu taksir hükümlerine göre belirlenir.
Yargıtay uygulamaları da failin öngörülmeyen neticeden sorumluluğunu değerlendirirken mağdurun özel durumu, örneğin mevcut bir hastalığı, fail tarafından biliniyor muydu sorusu etrafında şekillenir. Eğer fail mağdurun bu özel durumunu bilmiyor ve bilmesi de beklenemiyorsa, ağır neticenin öngörülememesi sebebiyle taksir atfedilemez. Bu durumda sadece temel fiilden sorumluluk doğar.
III. NETİCE SEBEBİYLE AĞIRLAŞAN SUÇLARDA MANEVİ UNSUR, İÇTİMA, İŞTİRAK VE TEŞEBBÜS
- Manevi Unsur: Netice sebebiyle ağırlaşan suçlarda failin ağır neticeden sorumluluğu için taksir yeterli görülmektedir. Ancak, ağır neticeye ilişkin kastın varlığı hâlinde fail daha ağır suçlardan (örneğin kasten öldürme) sorumlu tutulacaktır. Özel normlarda düzenlenen bu durumlarda, manevi unsurun niteliği, cezanın bireyselleştirilmesinde dikkate alınmalıdır.
- İçtima: Bu suçlar özgün ve müstakil bir suç tipidir. Tek fiilden hem temel hem de ağır neticenin doğması halinde, ayrı ayrı cezalandırma söz konusu olmaz. Netice sebebiyle ağırlaşan suç kendi bütünlüğü içinde cezalandırılır, fikri içtima hükümleri uygulanmaz.
- İştirak: TCK m. 40’a göre suça iştirak eden herkes kendi kusuruna göre cezalandırılır. Ağır neticeden dolayı iştirakçilerin sorumlu tutulabilmesi için, onların da bu neticenin doğabileceğini öngörebilecek durumda olmaları ve en azından taksir düzeyinde kusurlarının bulunması gerekir.
- Teşebbüs: Netice sebebiyle ağırlaşan suçlara teşebbüs mümkün olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır. Ancak genel olarak failin kast ettiği neticenin gerçekleşmemesi hâlinde temel suça teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.
Yargıtay Kararları
YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2019/12-197 K. 2024/33 T. 24.1.2024 • KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA ( Sanığın Ölüm Neticesini Kabullendiğinden Bahsedilemeyeceği Cihetle Şansına ve Yeteneğine Güvenerek Gerçekleşmeyeceği Düşüncesiyle Hareket Etmek Suretiyle Öngördüğü Ancak İstemediği Netice Dolayısıyla Sorumluluğunun Bilinçli Taksir Düzeyinde Kaldığı Düşme Olayı Gerçekleşmeden Önce Sanık ve Maktulün Karşılıklı İtişmeleri TCK’nın 86/2. Maddesi Kapsamında Basit Tıbbi Müdahele İle Yaralama Niteliğinde Kalması Sebebiyle İnceleme Konusu Olayda Aynı Kanun’un 87/4. Maddesinde Düzenlenen Kasten Yaralama Sonucu Ölümden Bahsedilmesinin Mümkün Olmadığının Kabul Edilmesi Gereği ) • BİLİNÇLİ TAKSİR ( Sanığın Yerden 6.70 Metre Yüksekliğinde Kenarlarında Koruyucu Bulunmayan ve Nemli Sur Duvarı Üzerinde Kavgaya Tutuştuğu Ölenin Düşerek Hayatını Kaybedebileceğini Öngörmesine Karşın Kavga Esnasında Ölenle Birlikte Kendisinin de Düşüp Hayati Tehlike Geçirecek Şekilde Yaralandığı Dikkate Alındığında Ölüm Neticesini Kabullendiğinden Bahsedilemeyeceği Cihetle Şansına ve Yeteneğine Güvenerek Gerçekleşmeyeceği Düşüncesiyle Hareket Etmek Suretiyle Öngördüğü Ancak İstemediği Netice Dolayısıyla Sorumluluğunun Bilinçli Taksir Düzeyinde Kaldığı )
YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2022/571 K. 2023/173 T. 22.3.2023 • KASTEN ÖLDÜRME ( Tarafların Dedelerinden Miras Kalan Arsadan Kaynaklanan İhtilafın Öldürmeyi Gerektirecek Derecede Bir Husumet Boyutunda Bulunmaması Olayın Gelişimine Göre Hedef Seçme İmkânı da Olduğu Anlaşılan Sanığın Eylemine Kendiliğinden Son Vererek Tanık Beyanlarına Göre Maktulü Hastaneye Götürmek Suretiyle Maktulü Kurtarmaya Yönelik Çaba Göstermesi Hususları Birlikte değerlendirildiğinde Sanığın Eylemine Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Kastının Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Suçunu Oluşturduğu ) • KÜNT KAFA TRAVMASINA BAĞLI BEYİN KANAMASI NEDENİYLE ÖLÜM ( Tarafların Arasındaki İhtilafın Öldürmeyi Gerektirecek Derecede Bir Husumet Boyutunda Bulunmaması Olayın Gelişimine Göre Hedef Seçme İmkânı da Olduğu Anlaşılan Sanığın Eylemine Kendiliğinden Son Vererek Tanık Beyanlarına Göre Maktulü Hastaneye Götürmek Suretiyle Maktulü Kurtarmaya Yönelik Çaba Göstermesi Hususları Birlikte değerlendirildiğinde Sanığın Eylemine Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Kastın Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Suçunu Oluşturacağı ) • KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA ( Tarafların Dedelerinden Miras Kalan Arsadan Kaynaklanan İhtilafın Öldürmeyi Gerektirecek Derecede Bir Husumet Boyutunda Bulunmaması Olayın Gelişimine Göre Hedef Seçme İmkânı da Olduğu Anlaşılan Sanığın Eylemine Kendiliğinden Son Vererek Tanık Beyanlarına Göre Maktulü Hastaneye Götürmek Suretiyle Maktulü Kurtarmaya Yönelik Çaba Göstermesi Hususları Birlikte Değerlendirildiğinde Sanığın Eylemine Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Kastının Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Suçunu Oluşturduğu )
YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2020/14-373 K. 2022/571 T. 20.9.2022 • ÇOCUĞUN NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMARI ( Suça Sürüklenen Çocuğun İçinde Bulunduğu Sosyal Ortam Eğitim Düzeyi ve Kişisel Özellikleri Gözetildiğinde Mağdura Karşı Cebir Tehdit Hile veya İradeyi Etkileyen Başka Bir Nedene Dayalı Hâl Olmaksızın Gerçekleştirdiği Cinsel Davranışlar Sonucunda Mağdurun Ruh Sağlığının Bozulacağını Öngöremeyeceği ve TCK 23. Maddesi Gereğince Ortaya Çıkan Bu Ağır Neticede Taksir Derecesinde Dahi Kusurunun Bulunmaması Sebebiyle Cezasının TCK 103/6 Maddesi Kapsamında Artırılamayacağı Ancak Ortaya Çıkan Zararın TCK 61. Maddesi Uyarınca Cezanın Bireyselleştirilmesinde Dikkate Alınması Gerektiği ) • BOZMAYA UYMA ( Bozmaya Uyularak Suça Sürüklenen Çocuk Lehine Yeni Bir Karar Verilmediği Bu Kapsamda Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Sirayet Üzerine Verilmiş Bir Hüküm Bulunmadığı Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Kurulan Hükmün İse Temyiz Edilmeden Kesinleştiği Gözetilmeden Adı Geçen Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Kurulan 29.01.2019 Tarihli Direnme Kararına Konu Hükmün ve Yine Aynı Suça Sürüklenen Çocuk Hakkında Verilen Özel Daire Kararının Hukuki Değerden Yoksun Olduğu Anlaşıldığından Suça Sürüklenen Çocuk Müdafisinin Temyiz Talebinin İncelenemeyeceği ) • MAĞDURUN RUH SAĞLIĞINDA BOZULMA ( Yerel Mahkeme Hükmünün Cebir Tehdit Hile veya İradeyi Etkileyen Başka Bir Nedene Dayalı Hâl Olmaksızın On Beş Yaşından Küçük Mağdura Karşı Cinsel İstismarda Bulunan Suça Sürüklenen Çocuğun Zora Dayalı Olmayan Bu Eyleminden Dolayı Ortaya Çıkan Mağdurun Ruh Sağlığındaki Bozulmadan Sorumlu Tutulamayacağı )
YARGITAY 3. CD E. 2019/16999 K. 2020/783 T. 14.1.2020 • KASTEN YARALAMA SUÇU • DİKKAT VE ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRILIK • BİLİNÇLİ TAKSİR • TEHDİT SUÇU
ÖZET : Olay günü sanığın kasten darp ettiği katılanı, TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yaralaması sonucunda gerçekleşen ağır ve başka netice (myokard infarktüsü/kalp krizi sonucu yaşamın tehlikeye girmesi ) bakımından kasten hareket ettiğinden söz etmenin mümkün bulunmadığı, ancak müştekinin yaşı da gözetildiğinde kalp krizi geçirebileceğinin objektif olarak öngörebildiği halde, sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak kasten vurması sonucu, buna bağlı ve buna özgü olarak beklenen tehlikenin değil ve fakat daha farklı, daha ağır ve daha başka bir sonuç doğuran olayla ilgili en azından taksirle hareket ettiği kabul edilerek, katılandaki kalp rahatsızlığının sanık tarafından önceden bilindiği de savunmalarından anlaşılmasına göre, TCK’nin 23. maddesi yollamasıyla bilinçli taksir le yaralamadan TCK’nin 89/1-2, 22/3. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, hatalıdır. Sanıklardan birinin diğer sanık ve katılana yönelik olarak söylediği “sizi burada barındırmayacağım, sizi göndereceğim.” şeklindeki sözler ile buna karşılık sanığın “ben buradan gidersem sizi de götürürüm.” şeklinde verdiği cevabın 5237 Sayılı TCK 106. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine uyan sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, doğru değildir.